Sosyal ağlar :

DİL

PRATİK BİLGİLER

» Amortisman Sınırı
» Vergiden Müstesna Yemek Bedeli
» Emlak Vergisi Oranları
» Fatura Düzenleme Sınırı
» Değer Artış Kazançları İstisna Tutarları
» Kıdem Tazminatı Tavanı
» Usulsüzlük Cezalarına Ait Cetvel
» Yıllık Ücretli İzinler

MUHASEBE STANDARTLARI

Ülke içinde kullanılan muhasebe standartlarını uluslararası standartlarla bütünleştirebilmek için 1995 yılından bu yana 43 uluslararası muhasebe standardı Türkiye’ye ...

T.C. RESMİ GAZETE

   MAKALELER

SGK DA % 5 LİK İNDİRİMİN MUHASEBESİ

 5510 sayılı Kanunun 81 nci maddesinin (ı) bendine göre; malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları prim oranının işveren hissesine ait kısımdan yapılması öngörülen 5 puanlık indirimden yararlanabilmesi için gerekli koşullar;

(Toplam %11 olan işveren hissesinin %6 sı işveren, %5 hazine hissesi)

1- Sadece özel sektör işyerleri yararlanabilecektir.

2- SSK ya tabi ve uzun vadeli sigorta kollarına tabi bulunan sigortalılar için 
yararlanılacaktır.

3- İndirimden faydalanabilmek için, vadesi geçmiş olduğu halde ödenmemiş sigorta 
primi, işsizlik primi ile idari para cezası borçlarının cezalarıyla birlikte ödenmesi 
gerekmektedir. (Taksitlendirme ve yeniden yapılandırma kapsamına giren borçlar 
hariç)

4- Aynı İşverene bağlı olarak Türkiye genelinde bulunan tüm işyerleri için uygulama 
ayrı ayrı yapılabilecektir. Borç olmayan dosyalar indirimden faydalanabilecek, borç 
olanlar ise indirimden faydalanamayacaklardır.

5- Borçları bulunmayan özel işyerlerinin, indirimden faydalanabilmek için, aylık 
prim ve hizmet belgelerini, 5510 sayılı Kanun türüne seçerek, yasal süresi içinde 
kuruma göndermeleri gerekmektedir.

6- 5510 sayılı Kanun türünün seçilerek, Kuruma aylık prim ve hizmet belgelerinin 
gönderilmesi sırasında Kurumun veri tabanından vadesi geçmiş borçlarının 
bulunup bulunmadığı sorgulanacaktır. Sorgulama sonucu borç olmadığı tespit 
edilen işyerleri 5510 sayılı kanun türünü seçebilecektir.

7- İndirimden faydalanılarak düzenlenen aylık prim ve hizmet belgelerine ait 
tahakkuk fişlerinde belirtilen tutara ait ödeme vadesinde yapılmadığı takdirde 
indirim hakkı kaybedilecektir. 5 puanlık indirim ve diğer primler de cezaları ile 
beraber kuruma ödenecektir.

8- Borcu olan işverenlerin, bu borçlarını, Aylık prim ve hizmet belgelerini 
kuruma göndermeden önce ödemeleri halinde indirimden faydalanabileceklerdir.

9- İşverenin, vadesi geçmiş borcu bulunmamasına rağmen, kurum kayıtlarında gerekli 
düzeltme işlemlerinin yapılmaması nedeniyle indirimden faydalanamayan işyerleri 
bağlı oldukları Sosyal Güvenlik İl/Merkez müdürlüğüne dilekçe ile başvurmaları 
gerekmektedir. Yapılan başvuru sonucunda, kurum kayıtlarındaki düzeltmeler 
sonrası borç kayıtları kapatıldığında ancak 5510 sayılı Kanun türü seçilebilecektir. 

10- Aylık prim ve hizmet belgelerinin takip eden ayın 23’üne kadar kuruma 
gönderilmesi halinde indirimden yararlanılacaktır. (Özel nitelikteki işyerlerinde 
en geç belgenin ilişkin olduğu dönemi izleyen takvim ayının 7’sine kadar 
gönderilecektir.)

11- 5510 sayılı Kanun türü seçilmek suretiyle tahakkuk etmiş sigorta primlerinin yasal süresi içinde ödenmesine rağmen, işsizlik sigortası primlerinin ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinde ise, ilgili ay için sözkonusu indirimden yararlanılabilecek, buna karşın ödenmemiş veya eksik ödenmiş işsizlik sigortası primleri gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte ödenmediği sürece takip eden aylarda beş puanlık prim indiriminden yararlanılması mümkün olamayacaktır.

12- Vadesi geçmiş borcu bulunmayan işverenlerin 5510 sayılı Kanun türünü seçmek 
suretiyle yasal süresi içinde Kuruma vermiş oldukları aylık prim ve hizmet 
belgelerinden kaynaklanan borçları yasal ödeme süresinin sona erdiği tarihten 
itibaren 15 günlük süre içinde KDV iade alacağından mahsup etmek suretiyle 
ödemeleri halinde beş puanlık indirimden yararlanacaklardır.

13- Diğer teşvik kanunlarından yararlanan işverenler, diğer teşvik kanunları 
kapsamına girmeyip 5510 sayılı Kanunun 81 inci maddesinin (ı) bendi kapsamına giren sigortalılarına ilişkin düzenleyecekleri aylık prim ve hizmet belgelerini, muaccel sigorta primi, işsizlik sigortası primi, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borçları bulunmaması kaydıyla,

5510 sayılı Kanun türünü seçmek suretiyle gönderebileceklerdir.

Bu Durumda olanlar ayrıca aşağıdaki seçenekler dahilinde de işlem yapabileceklerdir.

a) Sigortalıların tamamı için 5510 sayılı Kanun türünü,

b) Özürlü sigortalılar için 4857, diğer sigortalılar için 5510 sayılı Kanun 
türünü,

c) Yeni işe alınan 18-29 yaş arası sigortalılar için 4447, özürlü sigortalılar için 
4857, kalan altı sigortalı için 5510 sayılı Kanun türünü,

d) Yeni işe alınan 18-29 yaş arası sigortalılar için 4447, özürlü sigortalılar ile 
kalan altı sigortalı için 5510 sayılı Kanun türünü, seçebilecektir.

14- Alt işvereni (Taşeronu) bulunan Asıl işverenler kendi çalıştırmış olduğu 
sigortalılardan dolayı Kuruma vadesi geçmiş borcu bulunmamasına rağmen, 
kendisine bağlı taşeron olarak çalışan farklı sayıdaki alt işverenlerin kuruma 
borcu bulunması halinde 5 puanlık indirimden faydalanamayacaklardır. 
Kuruma borcu olmayan alt işverenlerden herhangi birinin, indirimden 
faydalanması için asıl işverenin ve kendisi dışındaki diğer alt işverenlerinin 
borcunun olması, borcu olmayan işveren açısından indirime engel değildir. 

15- 5 Puanlık indirim Ücretlinin Aldığı Brüt Ücret üzerinden Yapılabilecektir.

16- Hazine tarafından karşılanan 5 puanlık işveren hissesi işyeri kayıtlarında Gider olarak dikkate alınamayacaktır.

Bu yüzde 5 lik erken ödeme indirimi için 602 veya 679 hesaplarda takip edilmeli diyen arkadaşların çıkış noktası,özellikle 602 hesabın tanımından kaynaklanıyor;

602 – DİĞER GELİRLER:İşletmenin korunması, ihracatı teşvik ya da hükümet politikasına uyma zorunluluğu karşısında oluşan işletmenin faaliyet hasılatındaki düşüklüğü veya faaliyet zararını gidermek için, sermaye katkısı niteliğinde olmayan, mali yardımlar (sübvansiyonlar), devletin bazı malları vergi, resim, harç ve benzeri yükümlülüklerden istisna etmesi yoluyla yaptığı yardımlar (vergi iadeleri) ve satış tarihindeki vade farkları, ihracatla ilgili fiyat istikrar destekleme primi vb. hasılat kalemleri bu hesapta izlenir. Ancak Sübvansiyon ya da destekleme, devletin kişi ya da kurumlara mal, para veya hizmet biçiminde yaptığı karşılıksız yardımları ifade eder.%5 lık ssk indirimi aslında erken ödeme iskontosu olarak düşünülmesi gereken bir durumdur, “Özün önceliği kavramı; işlemlerin muhasebeye yansıtılmasında ve onlara ilişkin değerlendirmelerin yapılmasında biçimlerinden çok özlerinin esas alınması gereğini ifade eder.Genel olarak işlemlerin biçimleri ile özleri paralel olmakla birlikte, bazı durumlarda farklılıklar ortaya çıkabilir. Bu takdirde özün biçimi önceliği esastır.”Özün önceliği kavramı gereğince, muhasebeye konu olan işlemler sadece hukuki şekilleri dikkate alınarak değil, özleri ve ardındaki finansal gerçekler göz önüne alınarak muhasebeleştirilmeli ve sunulmalıdır.

yukarda arz ettiğim üzere ilgili tanıma göre bir teşvik olma söz konusu değildir,602 veya 679 demek gelir tablosunda fiktif bir kalem oluşturmak demektir, özellikle GVK 42.maddesine göre senelere sari taahhüt işi yapan firmalarda,stoklu çalışan üretim firmalarında ve 31.12.itibariyle oluşan durum nedeniyle tüm firmalarda oluşan düzensizlikler nedeniyle,incelemede bu hususu irdeleyen bir inceleme elemanı CEZALI tarhiyata dahi gidebilecektir.

Bu nedenle İstanbul SMMM odasının yayınlamış olduğu bir sirküde ifade edildiği gibi bordro tahakkuku yapılırken,ilgili ssk nın giderleştiği hesabın alacağına yazılması çok daha uygundur,ancak agi gibi düşünürüm diyen yine fiktif gelir oluşturmayan diğer bir görüşe de katılmamak elde değil;

Türkiye muhasebe standartlarından,devlet Teşviklerinin Muhasebeleştirilmesi ve Devlet Yardımlarının Açıklanması (TMS 20) 

13. Devlet teşviklerinin muhasebeleştirilmesine ilişkin iki genel yaklaşım bulunmaktadır: Teşviğin kâr ya da zarar dışında muhasebeleştirildiği "sermaye yaklaşımı" ve teşviğin bir veya daha fazla dönemde kâr ya da zararda muhasebeleştirildiği "gelir yaklaşımı

14. Sermaye yaklaşımının dayandığı gerekçeler şunlardır:

14.(a) Bir finansman aracı olan devlet teşvikleri, finanse ettikleri harcama kalemini netleştirmek amacıyla kâr veya zararda muhasebeleştirilmek yerine, finansal durum tablosu (bilanço) ile ilişkilendirilmelidir. Geri ödeme beklenmediğinden, bu tür teşvikler kâr ya da zarar dışında muhasebeleştirilmelidir; ve

(b). Kazanılmış bir gelir olmamaları, aksine herhangi bir maliyeti olmaksızın devlet tarafından sağlanan bir teşviği temsil etmeleri nedeniyle, devlet teşviklerine gelir tablosunda yer verilmemelidir.

15. Gelir yaklaşımının dayandığı gerekçeler ise şunlardır:

(a) Devlet teşvikleri, hissedarlar dışındaki bir kaynaktan elde edilmiş olmaları nedeniyle, doğrudan özkaynak olarak kaydedilmemeli, fakat uygun dönemlerde kâr ya da zarar olarak muhasebeleştirilmelidir;

(b) Devlet teşvikleri nadiren karşılıksızdır. İşletmeler koşullara uymakla ve önceden konan yükümlülüklerini yerine getirmekle teşvikleri kazanır. Bu nedenle bu teşvikler sözü edilen teşviklerle karşılanması amaçlanan maliyetlerin gider olarak muhasebeleştirildiği dönemler boyunca kâr ya da zararda muhasebeleştirilmelidir ve

(c) Gelir vergisi ve diğer vergilerin bir tür harcama olması göz önüne alındığında, mali politikaların bir uzantısı olan devlet teşvikleri de kâr veya zarar ile ilişkilendirilmelidir
teşviklerin muhasebeleştirilmesi standardında iki yöntem olduğu ve bunların birincisinin sermaye yaklaşımı ikincisi ise gelir yaklaşımı olduğunu TMS 20 açıklamış.5510 teşviğinin hangisine uygun olduğunu tartışırsak sonuca daha çok yaklaşırız diye düşünüyorum.Bu pencereden bakarsak Bence ilgili teşvik Sermaye yaklaşımı açısından daha uygun çünkü 14(b). Kazanılmış bir gelir olmamaları, aksine herhangi bir maliyeti olmaksızın devlet tarafından sağlanan bir teşviği temsil etmeleri nedeniyle, devlet teşviklerine gelir tablosunda yer verilmemelidir.

-------------------/--------------------

740.01 Brüt Ücret ******* (B)

740.02 SSK İşv. His. ***** (B)

740,03 İşz.işv.His.******* (B)

136,01 AGİ ********* (B)

136,02 Hazine Teşv. ***** (B)

     360.01 Öd. G.V.********

     360,02 Öd. D.V. ******** 

     361,01 Öd.SSK primi *******

     361,02 Öd.İşz.Primi ******** 

     335.01 Per. Boçlar Hs. ****** 



------------------/---------------------

361.01 Öd.SSK.primi ******* (B) 

361,02 Öd.İşz.primi ******* (B)

770.05 Beyan D.V. ******** (B)

         102.01 Banka Hs. **** 

         136,02 Hazine Teşv. *****

------------------/--------------------------------------

zaten idarenin gelir tablosundan matrah vergi döngüsüne bakarak inceleme programlarını oluşturduğunu da düşünürsek,fiktif 602 veya 679 yaklaşımlarından mutlaka uzaklaşmalıyız, bu hususta benim önerim istanbul odasının yaptığı örneğe göre kayıtların düzeltilmesidir,ancak yukardaki örnek te uygundur,YETER Kİ gelir tablosunda gelir kalemlerini fiktif arttırmayalım,bu iki yöntemden hangisini uygularsak uygulayalım, genel kabul görmüş muhasebe ilkelerinden ihtiyatlılık ilkesine göre bir daha değiştirmeyeceğimiz bir yöntem olarak iler ki yıllarda bunu devam ettirmeliyiz,