Vergi Usul Kanununun 134. maddesinde, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu belirtilmiştir. Buna göre vergi incelemesi, mükellefin ödediği verginin defter, hesap, kayıt ve belgeler ile gerekli olduğunda yapılacak envanter ve araştırmalardan elde edilecek bulguların uygunluğunun incelenmesi ve doğruluğunun saptanmasıdır der.
Diğer taraftan vergi incelenmesinin mükellefin gelirini doğru beyan etmesi sürecinde öğretici olma özelliğide vardır. Bu nedenle vergi inceleme sürecinin tam olarak bilinmesi, sağlıklı bir vergi incelemesi için mükellef ile gelir idaresi arasındaki iletişimi artıracaktır.
Tarihimizi incelediğimizde, Maliye Teftiş Kurulu; 1879 yılında "Umuru Maliyenin Tanzim ve Islahı" çalışmalarına başlanıldığı dönemde duyulan ihtiyaca binaen “Heyet-i Teftişiye-i Maliye" adıyla doğrudan Maliye Nazırına bağlı olarak kurulmuştur. Kurul, tarihi gelişim içinde bugüne kadar teftiş, denetim ve vergi incelemesi yetkilerini haiz maliye müfettişleri vasıtasıyla, çeşitli mevzuatla kendisine verilen görevleri yapmıştır.
Ayrıca, 1950’li yılların başında gerçekleştirilen Türk vergi reformundan önce yürütülen çalışmalar sonucunda vergi denetiminin; bu işin uzman bir birim tarafından yapılması ihtiyacına binaen, 28/3/1945 tarihinde 4709 sayılı özel bir Kanunla Hesap Uzmanları Kurulu kurulmuştur.
29/5/1936 tarihli ve 2996 sayılı Maliye Vekaleti Teşkilatı ve Vazifeleri Hakkında Kanunla kurulan Varidat Umum Müdürlüğü daha sonra Gelirler Genel Müdürlüğü adını almış ve 1970 yılından itibaren bünyesinde vergi incelemesi ve teftiş yetkisini haiz gelirler kontrolörleri çalıştırılmaya başlanmış, daha sonra yeniden yapılandırılarak 5/5/2005 tarihli ve 5345 sayılı Kanunla kurulan Gelir İdaresi Başkanlığı bünyesinde Gelirler Kontrolörleri Daire Başkanlığına bağlı merkez denetim birimi olarak görevini sürdürmüştür.
Söz konusu denetim elemanlarının halen görev yaptığı birimler olan Maliye Bakanlığı bünyesindeki Maliye Teftiş Kurulu ve Hesap Uzmanları Kurulu ile Gelir İdaresi Başkanlığı bünyesindeki Gelirler Kontrolörleri Daire Başkanlığı kaldırılarak, bunların yerine Maliye Bakanlığı teşkilat yapısında doğrudan Bakana bağlı “Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı” birimi oluşturulmakta ve sözkonusu denetim elemanları bu birime bağlanmaktadır.
Mevcut sayısı 743 olan bu merkez denetim elemanları (Maliye Denetçileri) ihtisaslarına uygun olarak öncelikle Türkiye genelinde büyük mükellefleri (holdingler, bankalar, sınai şirketler gibi) incelemekle görevli olacaklardır. Mevcut sayıları 2779 olan taşra teşkilatında görevli denetim elemanları (Vergi Denetmenleri) ise halen olduğu gibi vergi dairesi başkanlıkları bünyesinde orta ve küçük ölçekli mükellefler ve işletmeler ile serbest meslek erbabı ve diğer mükellefler nezdinde inceleme ve denetim görevini sürdüreceklerdir.günümüze dönersek,
Vergi Usul Yasası'nın 135. maddesi "vergi incelemesi" yapmaya yetkili olanları saymak suretiyle belirlemiştir. Buna göre vergi incelemesi;
* Hesap uzmanları ve hesap uzman yardımcıları,
* İlin en büyük mal memuru,
* Vergi denetmenleri ve vergi denetmen yardımcıları,
* Vergi dairesi müdürleri
tarafından yapılır. Yasal düzenleme gereği olarak Maliye müfettişleri ve Maliye müfettiş muavinleri, gelirler kontrolörleri ve stajyer gelirler kontrolörleri ile Gelirler Genel Müdürlüğü'nün merkez ve taşra teşkilatında müdür kadrolarında görev yapanlar her hal ve takdirde vergi inceleme yetkisine sahiptirler.
Vergi teknik bir konudur. Vergi incelemesi teknik bilgi ve deneyimi olanlarca yapılır. Dolayısıyla kendisine yasal açıdan vergi inceleme yetkisi verilmemiş olanlar, vergi incelemesi yapamayacakları gibi, vergi incelemesine yönelik bilgi veremezler ve açıklama yapamazlar.
Bazı vergisel olayların ceza mahkemelerinde yargılanması ve sonuçlandırılması söz konusu olabilir. Ancak bu tür olayların da vergi incelemesi sonuçlarına göre değerlendirilmesi gerekmektedir.
Vergi incelemesi kural olarak mükellefin iş yerinde yapılır. İşyerinin müsait olmaması, mükellefin ölmüş olması, işin terk edilmesi gibi zorunlu sebeplerle veya mükellefin yada vergi sorumlusunun talebi halinde, inceleme incelemeyi yapacak inceleme elemanı iş yerinde de yapabilir. Bu durumda inceleme elemanı mükellefi bir yazı ile daireye davet eder.
İnceleme ister mükellefin işyerinde ister inceleme elemanının bulunduğu dairede yapılsın, inceleme, incelemenin konusu ve dönemini de gösteren “işe başlama” tutanağının hazırlanıp mükellef ve incelemeye yetkili olan tarafından imzalanması ile başlar
İnceleme elemanı, vergi incelemesini yapmak üzere, kanuni defter ve belgelerin ibrazını yazılı olarak ister. Defter ve belgelerin ibrazı için 15 günden az olmamak üzere süre verilir. Verilen süre içinde defter ve belgeler inceleme elamanına verilemeyecekse, mazeret bildirerek yeni süre alınabilir. Mazeretsiz olarak defter ve belgelerin ibraz edilmemesi halinde ilgili dönem geliri veya vergi matrahı re’sen takdir edilir. Ayrıca bir takım cezai yaptırımları gerektirir.
İnceleme sürecinde inceleme elemanları ile işbirliği içinde olunması, gerektiğinde açıklamaların süresinde ve tutarlı olarak yapılması inceleme süresini kısaltır.
İncele elemanının daveti üzerine yapılacak görüşmelerde, defter ve kayıtlarla ilgili olarak Serbest Muhasebeci, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve Yeminli Mali Müşavirler mükellefle birlikte katılabilirler. Mükellef adına yetkilendirilmiş bir temsilci de görüşmeleri sürdürebilir. Gelen kişinin mükellefi temsile yetkili olduğunu gösterir belgenin inceleme elemanına ibrazı gerekir.
İnceleme sürecinde kayıt ve belgeler incelendikten karşıt incelemeler tamamlandıktan sonra mükellef beyanın gerçek durumu yansıttığı tespit edilebilir ya da hesaplanan vergi tutarında bir artış veya azalış olduğu görüşüne ulaşılabilir.
İnceleme sonucunda beyanın gerçek durumu yansıttığı tespit edilmişse, inceleme elemanı Kabul Raporu düzenler ve bu rapor mükellefin vergi dairesindeki dosyasında saklanır.
İnceleme sonucunda fark bulunursa, beyan edilmemiş bir matrah unsuru yada matrah farkı tespit edilmişse durum tutanak veya tutanaklarla tespit edilir. Düzenlenen tutanak inceleme elemanı ile birlikte okunur, birlikte imzalanır. Bir örneği mükellefe yada temsilcisine verilir. Mükellef ayrıca tutanağa geçirilmesini istediği hususları inceleme elemanına bildirebilir. Mükellef tarhiyat öncesi uzlaşma isterse bu hususta tutanağa geçirilir. Mükellef hazırlanan tutanaktaki tespit ve görüşlere katılmıyorsa tutanağı imzalamayabilir.Bu durumda gerekli defter ve belgeler mükellefe verilmez .inceleme elemanının bulunduğu dairede muhafaza edilir.
İmzalanan tutanaklar ile elde edilen diğer bilgi ve belgelere dayanılarak inceleme raporu yazılır.
İnceleme sonucu ile ilgili olarak tarhiyat öncesi uzlaşma taleb edilmiş ise inceleme elemanının bağlı olduğu grupta tarhiyat öncesi uzlaşma komisyonunda uzlaşma görüşmeleri yapılır. Uzlaşma sağlanırsa inceleme sonucu ortaya çıkan vergi ve ceza uzlaşmaya varılan vergi ve ceza miktarında kesinleşir. Uzlaşılan vergi üzerinden ayrıca gecikme faizi hesaplanacaktır.
Mükellef tarhiyat öncesi uzlaşma imkanından yararlanmak istememişse inceleme raporu işlem yapılmak üzere vergi dairesine gönderilir. Vergi dairesi rapora dayanarak vergi ve ceza ihbarnamesi düzenler. Bir ay içinde ödeme, tarhiyat sonrası uzlaşma yoluna başvurma yada vergi mahkemesinde dava açma yolu açık olmak üzere 30 gün süre verir.
İnceleme sonucunda düzenlenen raporda mükellef lehine bir düzeltme öngörüyorsa gerekli işlemler vergi dairesince yerine getirilir.
Vergi beyannameleri ve ekleri üzerinde yapılan incelemeler veya harici bilgilere dayanılarak yapılan risk analizi sonuçlarına göre veya bir üretim veya hizmet sektöründe yapılan analizlere göre ya da yapılan bir ihbar sonucunda bir mükellefin beyanlarının incelenmesine yukarıda incelemeye yetkili gruplardan birinde karar verilebilir.
Bir mükellefin hesaplarının incelenmesi sırasında bu mükellefle iş ilişkisi olan bir başka mükellefi kayıt ve belgelerinin incelenmesi gereği ortaya çıkabilir.
Yukarıdaki gerekçelere göre, incelemenin niteliği ve kapsamı ortaya çıkar. İncelemenin türü de buna göre şekillenir.
—Tam inceleme; Mükellefin her türlü iş ve işlemlerini tüm matrah unsurlarını kapsayacak şekilde ve mükellefin tabi olduğu vergiler karşısındaki durumunu, bir veya birden fazla vergilendirme dönemi itibariyle tespit etmeye yönelik olarak yapılan incelemedir.
—Kısa inceleme; Vergi matrahını oluşturan unsurlardan bir veya birkaçını belirli bir yönüyle kapsamaya yönelik olarak yapılan incelemelerdir.
—Karşıt inceleme; yürütülmekte olan vergi incelemeleri sırasında gerekli görülen belli başlı konularda bir başka mükellef nezdinde yapılan incelemelerdir.
Buraya kadar bugüne kadar yaşadığımız hem merkezi denetim elemanları ile hem vergi denetmenleri ile hukuki yapı bazen “işe başlama tutanağı”mükellefe yada kanuni temsilcisine imzalatıldığı halde bir nüshasının verilmemesi durumları ile yazılı tebligattan önce telefonla evrak ve defter isteme dışında diğer hukuku süreçler olağan yaşanmaktaydı.
Ancak çok ilginç ve hukukun bittiği yer diye adlandırabileceğimiz süreçler,yukarda anlattığımız hukuki usul dışına çıkmalar,matbu ifadeleri mükellefe direterek tutanak yazmalar,özellikle inşaat sektörü incelemelerinde vergi dairesi başkanlığı bünyesinde oluşturulan denetim koordinasyon şubesi çalışanlarınca alışkanlık haline getirilmiştir.
Yaşamasak inanmam diyeceğim bu durumları paylaşmadan ilgili şube nin yasal boyutunu arz etmek istiyorum;
DENETİM KOORDİNASYON MÜDÜRLÜĞÜ
Denetim Koordinasyon müdürlüğünün görevleri şunlardır.
a) Yetki alanına ilişkin denetim planı konusunda önerilerde bulunmak.
b) Gelir İdaresi Başkanlığınca oluşturulan denetim planlarını uygulamak.
c)Yaygın yoğun vergi denetimlerini gerçekleştirmek, mükellefleri ve mükellefiyetle ilgili maddi olayları, kayıtları ve mevzuları araştırmak ve tespit etmek.
d) Vergi denetim ve incelemelerinde kullanılacak bilgileri toplamak ve vergi inceleme elemanlarının kullanımına sunmak.
e) Vergi ve benzeri mali yükümlülüklerle ilgili ihbar ve şikayetleri değerlendirmek.
f) Vergi dairesi başkanı ve /veya grup müdürü tarafından verilecek diğer görevleri yapmak.
Denetim koordinasyon müdürlüğüne verilen görevleri yapmak üzere ayrıca yaygın yoğun denetim koordinatörlükleri kurulabilir.
İnşaatlara yönelik çalışma yapan, Şubede çalışan görevli inşaatları dolaşır,inşaat durumunu en ince ayrıntısına kadar kendi tutanak tutar ve şubeye getirir,şube görevli gelir uzmanı mükellefi çağırır,bu ara ilgili müteahhidin başka inşaatları varsa onlarda araştırılır,memurun tutanağını yasal hale getirmek için mükellef ile beraber tespit tutanağı imzalar,ancak bir nüshasını mükellefe vermez,sonra defter ve belgeleri ister ama isteme resmi değildir,evrakları ve belgeleri teslim edersiniz,teslim tutanağı vermez,sonra inşaat ile ilgili ihtisas dairedir ya ellerinde bu hususta özel kitapçık çalışması bile vardır.duvarlarda gazete haberleri müteahhitlere ceza yağdı,denetim koordinasyon şöyle yaptı böyle yaptı,ezin girerken psikolojik eziklikle diyaloğa girersiniz.sonra ihtisas dairedir ya işlerin kronolojik sırası vardır onlarda,bu kronolojik sıra ve fiyat araştırmaları da vardır bu fiyatlardan bir çalışma yapılacaktır,envanter incelemesi çok detaylı devam eder,malzeme faturalarında bir şey bulunamamışsa bu daire için önemli değildir,çünkü bir üstadımızın keşfettiği işçilikler vardır,bordrolara girilir,tüm bordrolar asgari ücretten dir.olamaz bu müteahhitler kimi kandırmaktadır,piyasayı bilir bu daire, ustanın yevmiyesi şu kadardır, ,sana yasal 10 günlük süre taşaron çalıştırdın ya,getir faturaları,müteahhit paniktedir artık,halbuki işçiliklerin birçoğu bordroludur,alacağı fatura varsa dairenin eksik dediği hususlarıda ilgili faturalara yazdırmak ister,garibim oltaya gelmiştir artık,alın size muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı bir belge ,hem hürriyet kısıtlayıcı bir cezaya itilmiştir mükellef,halbuki garibim tüm çalışanları ssk lı göstermiştir,faturalarının da tamamı vardır,ancak iş devam ediyordur ve alacağı faturalarda vardır,nasılsa 10 günlük yasal sürede ibrazı istenen bu faturalar alınır ve verilir o da ne bonus % 10 özel usulsüzlük cezası tespit eski tarihlidir,getirin o fatura sahiplerini ,itiraz kabul edilmez herkese imzalatılan tutanaktan bir nüsha taraflara verilmez,denir ki dairenizden yazı gelecek ekinde tutanakta olacak.sonra tutanak gelir ,vergi ceza ihbarnamesi ekinde bakarsınız tutanağın ortasına matbu bir kaşe vurulmuş ve iş bitim tarihi tespitten bile aylar öncesine bir tarih yazılmış.istersen itiraz et.Allahım çıldırmamak işten değil dersiniz,şubeye gelir ve gelir uzmanına sorarsınız,kronolojik sıraları vardır ve bu sıraya göre o tarih uygun görülmüştür.bu ara şube de ilgili şef arkadaş baştan itibaren yardımcı olacaklarını ,yardımcı olduklarını devamlı söyler,ancak ilgili şef in gözüne kestirdiği rakam da belirir bu ara ,inşaatın büyüklüğü ne göre bir rakam ,vicdani bir rakam ve bir kuruş bile inilmeyecektir artık bu rakamdan yardımcı olmuştur mükellefe daha ne isterki mükellef zaten kaçırmaktadır ya onlar da ama piyasa malum kriz vardır ve anlayış göstermektedir,bu rakam da artık el insaf rakamdır ve ödenecektir,kdv 9/ 2 den 2 nolu kdv beyanı verecek mükellef bu rakamın kdv sini ödeyecek ve kdv dahil 2 nolu beyanla ödenecek rakam ımın matrahına da özel usulsüzlük cezalarına da rıza gösterecek,mükellef kabul etmiyormu o zaman şeften çıkmıştır artık işlem ,bağlı olduğu vergi denetmen üstad devreye girer bu ara tarhiyat öncesi uzlaşmaya gidecektir ya mükellef ve inşaat sektöründe de tarhiyat öncesi uzlaşmada genelde % 20 indiriyorlardır ya bunu da hesap eder ilgili gelir uzmanı şef arkadaşımız,sıra tutanağa gelmiştir,matbu ifadeyi mükellef kabul etmemektedir,mükellef tutanağa kendi ifadelerini yazdırmak istemektedir,bu uğurda bir atımlık nefesini kullanır ümitsizce,çünkü matbu tutanakta “ilgili işçiliklerin taşaronlar vasıtasıyla yapıldığını ,faturalandırılmamasında kasıt olmadığını itiraf etmektedir mükellef” vergi denetmeninden önce hazırlanmış tutanağı imzaya çağıran şef arkadaş çok öfkelidir,mükellef ile gelen avukat önce kovulur,sonra mali müşavir kovulur.mükellef son kez tehdit edilir.zaten hali kalmamış mükellef tutanağa kendi ifadelerinin alınmasını ister o da kovulur.artık günü gösterme günüdür,gelir uzmanı şefimiz önce belki üstadı hazırlayacaktır şubede.
Kovulma olayından canı yananlar doğru ilgili şube sorumlusunun yanına giderler,hak hukuk derken sorumlu üstadımızın bana gelseniz iki katını yazardım,bir de teşekkür ederek giderdiniz ifadesine muhatap olurlar.kovmakla ayıp etmiş nasıl yardımcı olabilirim der,sayın müdürüm,alın size bir kısır döngü daha,demekki olay baştan sona programlanmış bir senaryo üzerine diye düşünürsünüz.
Bir süre sonra bir telefon gelir artık arıyan ilgili vergi denetmenidir,iş emride yazdırılmıştır bu ara ve mutlaka tenkit edeceği bir fatura zaten hazırdır,”muhteviyatı itibariyle yanıltıcı evrak”savcılık demeye kalmadan aman Allahım diyen mükellef matbu tutanağı avukatı mali müşavirini gözü görmez imzalar,işe başlama tutanğı kaşla göz arasında imzalatılır ve hiçbirisinden bir nüsha yine mükellefe verilmez,ama daha bitmedi durun vergi denetmeni bu kadar uğraştıran mükellefe çok kızgındır,
Cumartesi sırf mükellef için daireye gelmiştir ve dosyasını incelemiştir,daha önce o faturayı vermeyen gelir uzmanı şef e de çok kızmıştır,ne kadar iyi niyetlidir ilgili şef .ilgili şüpheli fatura incelenmek üzere tutulacaktır,bu mükellefin katli vaciptir artık.
Şimdi üstadlara soruyorum vergi hukuku bu yaşanılanların içerisinde hangi satırda mevcut?hangi virgülde hangi noktada mevcut?
Kıyas ile vergi nasıl tahakkuk ettirilir,mükelellefe bulunduğu iddia edilen rakamlar, onun ağzından itiraf ettirilme vergi hukukunu bırakın, hangi vicdanda var,vergiyi doğuran olayın ve buna bağlı muamelelerin gerçekliği ilkesi nerdedir,bu ara psikolojik harp aylarca devam eder. Evraklar teslim tutanaksız alınmıştır,45 günlük yasal süreler de geçmiştir,meslek mensubu olarak çekinirsiniz ve gider gelir uzmanı şef ten durumu arz eder aylardır duran defterlerin yazdırılıp geri getirilmesini talep edersiniz,şef in her şeyi bitirdiniz de sıra bunamı geldi muamelesine muhatap kalırsınız.
Devlet tehdit etmez,devlet egemen güçtür.ama en büyük problem empati bence.keşke aynı durumu yaşıyan kendiniz olsanız.keşke kendinize yapılmasını istemediğiniz bir şeyi başkasına yapmasanız.dikkatinizi çekiyorum görevinizi yapmayın demiyorum,yasalara bağlı kalarak hukuksuzluk tan hukuk çıkartmayarak,bir gün o hukukun hepinize lazım olacağını bilerek ve hepimizin aynı gemide olduğunu düşünerek,insanların tutanaklara kendi ifadelerini yazarak. Raporunuzda istediğinizi yazın.istediğiniz tarhiyatı yazın hatta ihtiyati tahakkuk ve ihtiyati haciz uygulama sürecinide başlatın,nasılsa istenilen teminatı veremeyecek mükellefin ihtiyati hacizi de kolay olur.sonra, sonra görevini yaptığını düşünerek iç rahatlığı içerisinde akşam evinize gidersiniz,sizinki ailedir,çocuktur ama bizlerin ki aile ve çocuk değildir.aylarca yıllarca bozulan huzurun aileye yansımasının,sağlığını yitiren insanların sizler için önemi yoktur,çünkü siz görevinizi yapmaktasınız,içiniz rahattır,kanunlar böyle istemektedir.
önce insan odaklı olmayan idarelerin başarıya ulaşacamayacağını,hizmet sektöründe yıllarını veren biri olarak çok rahat söyleyebilirim.fiktif istatistikler kimseyi kandırmasın,sonsuzluğun sahibi zan dasınız der,hep öyle olduğunu zannederiz,ama işin doğrusunu hepimizin sahibi bilir.
kimsenin hakkını yok etmeden görevinizi yapmanızı istemek anayasal hakkımız değimlidir?